Merkez Bankası’nın faize yaptığı sert müdahalenin konut alıcısına nasıl yansıyacağı merak konusu oldu. 1 haftalık repo faizinin yüzde 4.5’ten yüzde 10’a, gecelik borçlanma faizlerinin de yüzde 7,75’ten yüzde 12’lere çıkması uzmanlara göre sabit tüketici kredisi kullananları çok fazla etkilemeyecek.
Konut kredisinde aylık faizler yüzde 1’i zorluyordu. Dünkü artıştan sonra yaklaşık yüzde 0,10 puan artış söz konusu oldu. İnşaat şirketlerinin bir kısmı bu artışı sübvanse ederek konut alıcısına yansıtmayacak.
İnşaat patronlarının konuyla ilgili görüşleri şöyle:
Teknik Yapı ve İNDER Başkanı Nazmi Durbakayım: “Konut kredilerini çok etkilemez”
Konut sektöründe dövizin artışından dolayı bir istikrarsızlık vardı. Şimdi daha belirgin bir ortama giriyoruz. Merkez Bankası’nın faizleri yükseltmesinin konut kredilerini etkilemesi aynı oranda olmayacaktır. Zaten finans sektörü bireysel kredilere daha sıcak bakıyor. Artışın konut kredisine yansımasının daha düşük yüzdeye intikal edeceğini düşünüyorum.
Öte yandan konut yapıcıları ve satıcıları olarak zaten konut finansman maliyetlerini biraz sübvanse etmek suretiyle nihayi tüketiciye sert bir şekilde intikal ettirmeyi düşünmüyoruz. Bir an önce piyasaların istikrara kavuşması umuyoruz.
Gayrimenkul yatırımcısı, yatırım kararını zaten kısa sürede almıyor. Uzun dönemde karar verip, uzun dönemde de kazanç elde ediyorlar. Ciddi kazançlar getirdiği için hala en garanti yatırım aracının gayrimenkul olduğunu düşünüyorum. Gayrimenkul hem enflasyonun, hem dövizin hem de borsanın üzerinde kazandırıyor.
Artaş Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Çetinsaya: “Ev almaya karar veren hemen alsın”
Bu faiz oranlarının konut almaya ihtiyacı olan, karar veren vatandaşı etkileyeceğini sanmam. Cuma gününe kadar konut kredisinde 0,95 üzerinden faiz uygulanacak. Sonrası için ise 1,05 olacak. Vatandaş konut almaya karar verdiyse bugünlerde almalı. Önümüzdeki aylardan itibaren inşaat maliyetlerine yapılan zam nedeniyle biz de konut fiyatlarını artırmak durumundayız. Şu an almak daha avantajlı.
EgeYapı Group Yönetim Kurulu Başkanı İnanç Kabadayı: “Kârımızdan fedakarlık edeceğiz”
Merkez Bankası’nın son hamlesiyle konut kredilerinde ılımlı bir artış olacaktır. Bugün bankalardan cüzi bir yansıma gördük. Şu an için biz artışı sübvanse ediyoruz. Projelerimizde bankalarla yapacağımız özel anlaşmalarla konut kredisindeki faiz artışını tüketiciye yansıtmamaya çalışacağız. Gerekirse kârımızdan fedakarlık edeceğiz.
DKY inşaat Yönetim Kurulu Başkanı ve KONUTDER Başkan Yardımcısı Ali Dumankaya: “Artış doğru zamanda oldu”
Bu artışla en azındanbelirsizlik ortadan kalktı. Konut piyasasında alım ihtiyacı her zaman devam eder. Ancak konut satışında ocak, şubat ve mart ayları yavaş giden aylardır. En azından o açıdan doğru zamanda oldu bu müdehaleler. Faiz oranlarının da bu saatten sonra geri geleceğini düşünmüyorum.
Konut kredisi faizlerinin en fazla 1.10 seviyelerini zorlamasını bekliyorum. Konut alıcıları taksitlerini bütçelerine göre belirlediği sürece sorun çıkacağını zannetmiyorum. Örneğin 72 ay yerine 96 aya kadar uzatabilirlen vadelerini. Konut kredisi faizleri 1,5’lar seviyesine gelmediği sürece sıkıntı olmaz.
Senetli kampanyalar mutlaka olacak ancak uzun vadede bunların çoğalması sektör için çok iyi olmaz. Piyasalardaki rekabetten dolayı da bankalar konut kredisi kullanma noktasında kampanyalar yapacaktır. Konut şirketlerinin de bu üç ayda zam yapacağını sanmıyorum.
Erkanlı Grup Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Erkanlı: “Kampanyalarla açık kapanacak”
Türkiye’de bu tip faiz oynamaları konusunda gayrimenkul geliştiricileri oldukça tecrübelidir. Bu durumda kendi bünyelerinde yapacakları kampanyalarla aradaki açığı çabuk kapatacaklardır.
Dövizdeki düşüş inşaat maliyetlerini olumlu yönde etkileyecektir. Son dönemde dövizin artışı ortalama % 25 bir maliyet farkı getirmiştir. Bu da konut satış rakamlarında ekstra zam baskısı yapmaktaydı. Dövizin dengeli hale gelmesi maliyetleri de rahatlatacaktır.
Bu sene konuta talebin devam edeceği ve seçim sonrası konut yatırımlarının en çok kazandıran yatırım olmaya devam edeceğini öngörmekteyim.
Dumankaya İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Dumankaya: “Merkez Bankası’nın Faiz Artırımı Kararı TL’nin Can Suyu Oldu”
Merkez Bankası’nın fiyat istikrarını sağlamak için uyguladığı faiz artırımı, geç kalmış bir karar olsa da TL’nin değer kaybını önleme ve piyasaların olumlu yönde seyretmesi doğrultusunda önemli bir adımdır. Hızlı değer kayıplarının ardından Merkez Bankası faiz kararı ile TL’ye can suyu vermiş oldu; Türk Lirası karşısında Dolar’ın 2,21’e Euro’nun da 3,03’e gerilemesi bunun en önemli kanıtı. Aynı zamanda bu karar, FED’in tahvil alım azaltımı kararının negatif etkisini de azaltacaktır.
Merkez Bankasının bu olumlu kararının ardından Türk Lirası’nın istikrarı için önümüzde iki önemli sınav, iki önemli dönemeç gözüküyor. Bunlardan bir tanesi FED’in yılın ilk varlık alımı toplantısı, diğeri ise siyasi gelişmeler. Bu noktada varlık alımını azaltması beklenen FED’in toplantısı ve siyasal gelişmeler paranın ve piyasaların aşağı ve yukarı yönlü hareketini doğrudan etkileyecektir.
Babacan Yapı Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Babacan: İnşaat şirketleri kendi finansmanını kullandırmalı
Merkez Bankası dün çok tartışılacak bir karara imza attı. Büyüyen ekonomiler için pek de arzu edilmeyen faiz artış silahını kullanmak durumunda kaldı. Piyasaların ateşini dindirmek için banka buna gerek duymuş görünüyor. Bu kararın birkaç farklı yanı var. Faiz artışı tüketici ve sanayici için her zaman maliyet artışı anlamına gelir. Borçlanma maliyetlerinin artmasından dolayı tüketici de sanayici de krediden uzak durmak zorunda kalır. Bu da piyasaları daraltır. Tabii ki konut piyasasında da daraltıcıyı etkiye sebep olacaktır. Burada tüketicinin olumsuz etkilenmemesi için inşaat şirketlerinin bankaları aradan çıkartıp kendi finansmanını kullandırması gerekecek…
Ama bir yandan artan faizler yabancı yatırımcıyı cezbeder, yabancı para girişi artar. Bu da bir süre sonra ekonominin bollaşmasına, orta vadede faizlerin yeniden gerilemesine yardımcı olabilir. Dolayısıyla kararların kısa vadeli etkilerinden ziyade orta vadede dengelerin oturup oturmadığına bakacağız. Bu da galiba herşeyden önce siyasi istikrara bağlı olacak.
Kaynak: Hürriyetemlak